Dünya genelinde organik gıdaların talebi her yıl %8-10 oranında artıyor. Özellikle Avrupa ve ABD pazarlarında, "saf", "kirlenmemiş" zencefil talebi hızla yükseliyor. Ancak bu talebe uyum sağlamak için, ürün kalitesini koruyan ve üretimi sabit tutan bir hastalık kontrol sistemi şart.
İklim olarak, ılıman iklimli bölgeler (örneğin Türkiye’nin Akdeniz kıyıları veya İtalya'nın güneyi) zencefil yetiştiriciliği için en uygun koşulları sağlar. Bu alanlarda toprak pH değeri 5.5–6.5 aralığında olmalı, organik madde oranı %3 üzeri olmalıdır. Bu yapı, bitki kök gelişimini destekleyerek hastalıklara karşı dayanıklılığı artırır.
Kimyasal ilaç kullanımına izin verilmeyen organik üretimde, aşağıdaki yöntemler etkili bir şekilde uygulanabilir:
Bir Alman tarım firmasıyla yapılan ortak projede, biyolojik mücadele uygulaması sonrası zararlı oluşumu %60 azaldı. Aynı zamanda ürün kalitesi de ölçüldü: nem oranı %85’in altında, kokusu ve renk yoğunluğu standartların üzerindeydi.
Üretim sürecinin her aşamasında, sertifikasyon kurumlarının girdiği denetimler yapılır. Her üretim dönemi başlangıcında toprak analizi, sulama suyu testi ve mikrobiyal kontrol yapılıyor. Bu süreçte, “0 ppm” pestisit kalıntısı garantisi sağlanır. Böylece ürün, AB’deki premium marketlere doğrudan ihraç edilebilir.
Tüm bu teknikler, sadece kalite değil aynı zamanda üretim kapasitesini de sabit tutar. Damlama sulama sistemleriyle %30 su tasarrufu sağlanırken, hasat zamanı da hassas ölçümle belirleniyor. Örneğin, zencefillerin kök yoğunluğu 2.5 cm’ye ulaştığında hasat yapılmalı — bu noktada aroması ve nişastası en yüksek seviyededir.
“Her bir zencefilin güvenli ve lezzetli olması, bizim için bir sorumluluk değil, bir marka değeridir.”
Size özel çözüm istiyor musunuz? Organik zencefil üretimindeki mevcut zorluklarınızı paylaşırsanız, benzer sektördeki başarılı örneklerle size 3 farklı strateji sunabilirim. Hemen yorum yapın!
Kaliteyi Garantileyen Zencefil Üretimi İçin Danışmanlık Talep Edin